Uluburun ve Gelidonya Burnu

Uluburun ve Gelidonya Burnu

Dünyanın en eski batıkları olarak adlandırılan Uluburun Batığı MÖ. 14. Yüzyıla ait bir batık olarak değerlendirilmektedir. Gelidonya Batığı ise yapılan çalışmalarla MÖ 12. Yüzyıla ait olarak değerlendirilmektedir. Gelidonya gemi batığının kazısı 1960 yıllarında Prof. George Bass tarafından başlatılmıştır. Bu kazıdan çıkartılan eserler 1964 yılında Bodrum Kalesinin bir su altı müzesine dönüşmesine katkı sağlamıştır. Gelidonya gemi batığı kazısı bu müzeyi gemicilik tarihine kazandırmanın yanında Amerika’da su altı batık tarihi arkeolojik çalışmalarının başlamasına da öncülük etmiştir.

Uluburun ve Gelidonya Burnu Batıklarının Arkeolojiye Katkısı

George Bass, ilk kez su altı arkeolojik çalışmalarına başladığında 1972 yılında American Institute of Nautical Archaeology kısaca AINA yani Amerikan Gemicilik Arkeolojisi Enstitüsü adı verilen kuruluşu meydana getirmiştir. En eski batık olarak nam salan diğer bir batık gemi ise Kaş Uluburun Batığıdır. Bu batık gemi hakkında çalışmalar 1983 yılında Prof. George Bass ve ekibi tarafından başlatılmıştır. Yürütülen kazıma çalışmalarına daha sonra Prof. Cemal Pulak başkanlık etmiştir. Gemi batığı kazı çalışmaları 11 yıl boyunca devam etmiştir. Uluburun gemi batığı tarihe 20. yüzyılın en büyük keşiflerinden biri olarak adını yazdırmıştır.

Batıklardan Döneme Ait Bilgi Edinme

Gelidonya batığı; Antalya ilinin Fenike ilçesinde bulunan Gelidonya Burnu ucundaki Devecitaşı Adası’nın yaklaşık 50 m açığında, 26 – 27 metre derinliklerin de yer almaktadır. Yöntem ve metot olarak dünyanın ilk sistemli batık kazı alanını oluşturmaktadır. İlk çalışmalar 1960 yılında Pennsylvania Üniversitesi Müzesi önderliğinde yapılmıştır. Gelidonya gemi batığı kargosundaki yükler incelendiğinde gemi batığı, M.Ö. 13. Yüzyılın sonlarına hatta 14. Yüzyıla tarihlenmiştir. Kargosunun büyük bir bölümü bakır ve kalay ingotlardan oluşmaktadır. Buradan da geminin ticaret gemisi olduğu anlaşılmaktadır.

Bir batık geminin en önemli özelliği içerisinde bulunan hurda niteliğindeki madenlerdir. Bu madenler hem gemi batığı dönemdeki durumu yansıtmakta hem de hurda madeninin kullanımı hakkında günümüze ışık tutmaktadır. Batık gemide bulunan kalıntılar batığın bir Yakın Doğu gemisi olduğu bilgisini vermiştir. Suriyeli tüccar-kaptan yardımıyla Suriye-Filistin kıyılarında bulunan bir limandan yola çıktığı varsayılmaktadır. Batıkta elde edilen buluntular geminin Yakın Doğu kökenli olduğunu kanıtlamaktadır. Denizcilik tarihi açısından Uluburun ve Gelidonya Burnu batıkları büyük öneme sahiptir. Bu konu hakkında çok akademik makaleler yazılmıştır.