Doğu Hindistan Şirketi

Doğu Hindistan Şirketi

İki asırlık bir süre boyunca baharat ticaretinde monopol konumda bulunan ve bu sayede Asya’da gerçekleştirdiği ticaretten muazzam karlar elde eden Doğu Hindistan Şirketi, 1796 yılında iflas etmiştir. İflas ettiği bu süreye kadar Asya’ya 4785 adet gemi ve 1 milyondan fazla sayıda Avrupalı göndererek, 2,5 milyon ton adetten fazla Asya malları satışından kar elde etmiştir. Doğu Hindistan Şirketi tekstil ürünlerinin yanı sıra çay, kahve, tütün, afyon, demir, bakır, altın, kereste, porselen ve boya gibi ürünleri de ticaret konusu yapmaktaydı. Ticaret yaptığı ürün çeşidi sayıca çok fazla olmuştur.

Bu şirket kurulduğu ilk yıllarda Hollanda’nın Amsterdam şehrinde modern ticaret ilkelerine göre hareket eden ilk borsayı açmış ve dünyadaki hisse basımını gerçekleştiren ilk şirket olmuştur. Bu şirket yaklaşık olarak 200 yıl süresince her ortağına her yıl olmak üzere %18 oranında kâr payı ödemiştir. İki yüzyıl boyunca Avrupa’da ve genel olarak dünya denizcilik geçmişinde önemli izler bırakmıştır. Birleşik Doğu Hindistan Şirketi’nin nasıl meydana geldiğini ve bu şirketin deniz ticaretinin gelişmesine ne gibi katkılar sağladığını incelemek bu bakımdan eğlenceli olacaktır. Ancak bu incelemeye başlamadan önce Hollanda’nın denizcilik tarihine bir göz atmakta fayda vardır.

Akdeniz’deki baharat ticaret yolu 16.yüzyılda Osmanlı Devleti’nin kontrolünde bulunmaktaydı. Bu durum Cenevizli ve Venedikli tüccarların ticaretten elde ettikleri gelirleri önemli ölçüde azaltmıştır. O dönemlerde baharat ticareti Portekizlilerin eline geçmişti ve Avrupa’da baharat piyasasının merkezi de Lizbon olmuştu. Avrupa genelinde artan baharat talebinin Portekiz tarafından tek başına karşılanmasına imkân bulunmuyordu. Avrupa’daki baharat talebine olan talep esnekliğinin fazla olmaması ve ürünü temin etmede yaşanan sorunlar baharat fiyatlarının fahiş düzeylere yükselmesine neden olmuştu. Yüzyıl bitene kadar bu durum bu şekilde devam etmiştir. Ta ki Felemenk Devrimi gerçekleşene kadar…

1581 yılında Kutsal Roma İmparatorluğu’nun önemli bir parçası olan Hollanda’nın İspanya karşısında bağımsızlığını kazanması ve yedi eyaletin bir araya gelmesi ile Felemenk Cumhuriyeti ortaya çıkmıştır. O sıralarda Kutsal Roma İmparatorluğu Portekiz ve İspanya Krallıkları ile iyi ilişkiler içinde bulunuyordu. Çünkü aralarında önemli sayılan bir kan bağı bulunmaktaydı. 2.Philip tarafından İspanya İmparatorluk haline getirilmişti. 2.Philip de Kutsal Roma İmparatoru olan 5.Karl’ın yani Şarlken’in oğlu idi. Portekiz ülkesi de İspanya tacına bağımlı bir yapıdaydı yani bu iki ülke birleşikti. Portekiz ve İspanya bileşik krallık olarak yer alıyordu. Sonuç olarak Felemenklerin İspanya ile savaş içinde olması kendisinin tüm ticari ilişkilerine zarar vermiştir. Bu durum Felemenkler ile Portekiz arasında herhangi bir ticaretin yapılmasını imkânsız hale getirmiştir. 

Felemenk Devri boyunca baharat ticareti söz konusu olduğunda Antwerp şehri kayda değer bir dağıtım merkezi şeklinde faaliyet göstermiştir. Savaşın hemen ardından Portekizlilerin; İspanya, İtalya ve Almanya’nın şirketleri ile ortak bir ticari grup kurmaları sonucunda Hamburg Limanı Kuzey Avrupa baharat ticareti için önemli bir dağıtım merkezi haline gelmiştir. Dengelerin değişmesi Felemenk Cumhuriyeti’nin ekonomik anlamda zarar görmesine yol açmıştır. Felemenk Cumhuriyeti’nin ekonomisi bu nedenle perişan bir hale gelmiştir. Ülkenin ekonomisini düzeltip ülkeyi kalkındırmanın tek yolunun ticaretten geçtiğini bilen tüccarlar, yöneticiler ile bir araya gelerek güvenli ve yeni ticaret rotaları bulmaya karar vermişlerdir. Tüm bu görüşmelerden sonra Hollanda’nın da uluslararası baharat ticaretine girmesi kararı alınmıştır. Fakat bu durum için Hollanda’nın önünde ciddi bir sorun bulunmaktadır. 

Doğu Hint Adaları’na ulaşmak için takip edecekleri tüm yolların üzerinde Portekiz gemileri yer almaktaydı. Yolun batı tarafı ise İspanyolların elinde duruyordu. Felemenklilerin Hint Adaları için başka bir yol bulmaları ve yeni buldukları yol üzerinden Portekiz’in ticari gücünü kırmaları gerekiyordu. Bu amaç doğrultusunda Hindistan ve Çin’e ulaşan yeni bir ticaret yolu aranmıştır. Hollandalı tüccarlar, Portekiz’in gizli ticari rotalarını iyi bilen Felemenk denizcilerden sefer bilgilerini elde ederek bir şirket kurmuşlardır. Bu şirketin kurulmasından hemen sonra da Doğu Hint Adaları’na sefer hazırlıklarına başlanmıştır. 4 farklı gemide oluşan filo, tarih 1595’i gösterdiğinde ilk seferine çıkmıştır. 

Sayıca küçük olan filo 4 parçadan oluşmaktaydı. Bu küçük filo ilk olarak Java’nın batısında yer alan ve biber limanı olarak bilinen Banten’e gitmiştir. Burada hem yerliler ile hem de Portekizlilerle bir çatışma yaşanmıştır. Çatışma sonrasında bu küçük filo, Java’nın kuzeyine doğru yola çıkar. Sidayu yerlileri ile yaşadıkları çarpışmadan sonra filo 12 adamını kaybetmiştir. Bir sonraki yıl da Hollanda’ya ulaşmışlardır ve bu seferin tamamlanmasına kadar geçen sürede toplam mürettebatın yarısı hayatını kaybetmiştir. İlk doğu seferi hiç de beklenildiği gibi geçmemiştir. Bu durum Hollanda için bir yıkım olmuştur. Bu sefer sonucunda yalnızca 45 çuval biber, 45-50 ton civarında muskat ve 30 kadar balya küçük Hindistan cevizi elde edilmiştir. Bunların karşılığı olarak da pek çok kişi hayatını kaybetmiştir. 

Yine aynı yıla rastlayan bir tarihte Kuzey Buz Denizi’ni baz alarak bu noktadan geçen yeni bir yol bulunması için seferlere başlanır. Bu birçok sefer içerisinde en ünlüsü 1596 ile 1597 arasında gerçekleşen ve Felemenk kâşif Barentsz önderliğinde yapılan keşif olmuştur. Bu kâşifin gemisi Novaya Zemlya isimli adanın kuzey kısmına kadar ulaşmıştır. Bu sırada kış geldiğinden dolayı gemi buzların arasında kalmıştır. Mürettebat ise bu durumda yazın gelmesini gemide beklemeye başlamışlardır. Haziran ayı ile birlikte buzlar çözülmeye başlar. Buzların çözülmesi ile birlikte mürettebat sandalları kullanarak karaya ulaşmaya çalışmışlardır. Barentsz ise bu sırada hayatını kaybetmiştir. Ünlü kâşifin ekibinden hayatta kalanlar da Hollanda’ya geri dönmüşlerdir. Sonrasında yani 1609 yılında Kuzey Buz Denizi’ni aşmak için yeni bir sefer daha düzenlenecektir. Bu işi ise o yıllarda Doğu Hindistan Şirketi’ne geçen ünlü kâşif Henry Hudson yapacaktır. Gemiyi komuta eden Hudson Kuzey Buz Denizi’ni geçmeye çalışmıştır ancak bunda pek de başarılı olamamıştır. Bu rotayı geçmeyi ancak 1932 yılında Sovyet buz kırıcı gemisi başarabilmiştir.

Hollanda’nın pek çok yerinden 1598 yılında birbiri ile rekabet halinde olan tüccarlar tarafından finanse edilen birçok filo gönderilmiştir. Bu filolardan bazıları seyir halinde iken kaybolmuşlardır. Bunlardan Houtman’ın seferine katılan 8 gemilik filo 1599 yılının mart ayında Baharat Adalarına ulaşmayı başarmıştır. Bu filo 1600 yılında Amsterdam’a geri dönmüştür. Bu sefer sonucunda filo net olarak yüzde 400 kar elde etmiştir. Bu sayede Doğu Hindistan Şirketi’nin de temelleri atılmıştır. O zamanlarda şirketler tek bir sefer süresince kurulmaktaydı. Sefer tamamlanıp da filo merkeze döndüğünde de şirket tasfiye edilmekteydi. Bu gemi seferleri; hastalık, korsanlık faaliyetleri, kazalar gibi nedenlerle aslında çok riskli girişimler olmuştur. Baharat piyasasında ortaya çıkan arz talep değişimleri de baharat fiyatlarını sürekli değiştirmekteydi. Bu durum da şirketlerin elde edecekleri karları sürekli etkiliyordu. Bu risklerden kurtulmanın yolu malı kontrol altında tutacak bir kartel kurmakla mümkün gözükmekteydi. 

Bu yaklaşımı da ilk olarak İngilizler uygulamıştır. Üretim kaynakları tek bir tekel nezdinde toplanmıştır ve 1600 yılında da İngiliz Doğu Hindistan Şirketi bu şekilde kurulmuştur. 1602 yılına gelindiğinde Felemenk hükümeti de aynı şekilde davranarak Birleşik Doğu Hindistan Şirketi’ni kurmuştur. Devlet bu oluşumu finanse etmiştir. Doğu Hindistan Şirketi’nin çok ortağı bulunmaktaydı, bu şekilde kurulmuş bir anonim şirketiydi. Bu şirket çokuluslu şirket olarak kurulan ilk şirket olarak kabul edilmektedir. Hollanda hükümeti 21 yıl boyunca Asya’da yer alan koloni faaliyetlerini şirket tekeline devretmiştir. Bu şirket 17 hissedardan oluşan ve farklı loncaları temsil eden şirket yöneticilerinden oluşmaktaydı ve bu yöneticiler; kaleler kurma, silahlı güçler oluşturma ve Asyalı devlet büyükleri ile anlaşmalar yapma gibi özel yetkilere sahipti. Hükümetin sahip olması gereken pek çok yetki bu şirkete tanınmıştır. Adam asma, cezalandırma gibi hükümetin çok özel yetkileri şirketin üst yöneticilerinde bulunmaktaydı. 

Loncalar kendi gemilerini yapmaktaydılar. Bu loncalar aynı zamanda ambarları inşa ederek ticareti de kendileri yürütmekteydiler. Sefere çıkmadan önce gemi kaptanlarına sefer hakkında önemli bilgiler verilmekteydi. Bu bilgiler arasında rota, sığlıklar, dalga olabilecek alanlar, rüzgarlar ve diğer etkenler hakkında eğitimler verilmiştir. Şirket aracılığı ile seferler için özel seyir haritaları bile hazırlanmaktaydı. Doğu Hindistan Şirketi faaliyet süresi boyunca ciddi başarılar elde etmiştir. Bu başarılar sonucunda Felemenk hükümeti tarafından 1621 yılında Batı Hindistan Şirketi ismi ile başka bir şirket daha kurulmuştur. Bu yeni şirket de Amerika, Karayipler ve Batı Afrika’da ticaret yürütecekti. Bu hamleyi daha sonra Avrupa’da çok sayıda kurulan Doğu Hindistan Şirketleri izlemiştir. 

Kargo gemileri, Felemenkler için ciddi anlamda bir ticari avantaj sağlamaktaydı. Bu gemiler diğer ülkelerin gemileri gibi savaş zamanında savaş gemisine dönüşebilme özelliğine sahip değildiler. Bu durum da geminin maliyetinin ucuz olmasına yol açmıştır. Normale göre de kapasite anlamında 2 kat daha fazla kargo taşıyabilmekteydiler. Felemenk gemilerinin güvenlik zafiyeti vardı, bu gemiler seyir halinde ilerlerken konvoy halinde giderlerdi ve gemiyi bu nedenle daha az bir mürettebatla kontrol etmek olanaklıydı. Corneliszoon tarafından icat edilen ve rüzgâr gücü ile çalışabilen testere tarzı yeni buluşlar gemilerin üretim sanayinde verimliliği ciddi anlamda artırmıştır. Bu sayede uzmanlaşan tersaneler gemileri çok hızlı bir şekilde ve çok düşük maliyetle üretmeye başlamışlardır. 

18.yüzyıla gelindiğinde çok büyüyen Felemenk ticaret ağını korumak Felemenkler için önem arz etmekteydi. Felemenk donanması bu güçlü ve büyük ticaret ağını koruyabilmek adına o dönemlerde pek çok savaşa girmek durumunda kalmıştır. Bu tarihlerde de Felemenk ticaret filoları güçlü donanmalarla desteklenmeye başlanmıştır. Aksi durum ticaret filolarına gelen saldırılar sonucunda ciddi kayıplara yol açabilecekti. Barış dönemlerinde filo 4000 kişi gibi normal sayılabilecek bir sayıda seyir yapmıştır. Ancak savaş dönemlerinde mürettebatta yer alan kişi sayısı ciddi anlamda artmıştır. Mürettebat yalnızca tek sefer için işe alınmaktaydı. Subaylar ve üst yetkililer ise daha çok sefere katılmaktaydılar. Barış dönemlerinde kaptanlar hükümetçe belirlenen fiyatın aşağısında mal satın aldıklarında, kalanını kendilerine bırakabilmekteydiler. Bu şekilde davranarak da kendilerine küçük bir servet bırakabilmişlerdir. Bu servete ulaştıktan sonra da genellikle şirketten ayrılmışlardır. 

18.yüzyılın sonlarına gelindiğinde 4. Anglo Felemenk savaşı yapılmış ve bu savaşın ardından artmış olan kaçakçılık eylemleri, artan savaş harcamaları, yolsuzlukların baş göstermesi ve kötü idare gibi nedenler ile şirket iflas etmiştir. Bu şirket 1796 yılında kamuya devredilmiştir. 1800 yılında da şirket tamamen tasfiye edilmiştir. Tasfiye olan şirketin malları ve borçları Batavya Cumhuriyeti tarafından devir alınmıştır. Şirketin sömürge toprakları ise Hollanda Doğu Hint Adaları ismi ile cumhuriyete bağlı bir koloni şekline dönüştürülmüştür. Bu durumdan sonra ise Birleşik Doğu Hindistan Şirketi resmi anlamda son bulmuştur.