Atatürk’ün Deniz Sevgisi

Atatürk’ün Deniz Sevgisi


Deniz, bir coğrafyanın sahip olabileceği en değerli zenginliklerden bir tanesidir. Deniz; ülkelere, toplumlara besin, ticaret, savunma, ulaşım, sağlık, sosyal hayat, dinlence ve bereket sağlamaktadır.

Üç tarafı denizlerle çevirili ülkemiz, bu anlamda önemli bir zenginlik sahibidir. Jeopolitik konumumuzun önemini Karadeniz, Marmara, Ege ve Akdeniz kıyılarına sahip olmamız belirlemektedir.

Ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşının ilk hedefini Akdeniz olarak deklare etmiş, Büyük Zafer den yıllar sonra da 1 Kasım 1937 tarihli Türkiye Büyük Millet Meclisi konuşmasında denizlere olan kıyılarımızın önemini aşağıdaki sözleriyle vurgulamıştır:

"Arkadaşlar! En güzel coğrafi vaziyette ve üç tarafı denizle çevrili olan Türkiye; endüstrisi, ticareti ve sporu ile en ileri denizci millet yetiştirmek kabiliyetindedir. Bu kabiliyetten istifadeyi bilmeliyiz; denizciliği, Türkün büyük ülküsü olarak düşünmeli ve onu az zamanda başarmalıyız."

Atatürk, kara harplerinden sonra ülkemizin kuruluşunun önemli adımları olan hukuki, ticari ve sosyal politikalara yönelmiştir. 

Deniz politikalarının oluşturulması bu adımların önemli bir parçası olmuştur. Donanmanın güçlendirilmesi, Kabotaj kanununun ilanı, donanmaya deniz altı kazandırılması ve donanma filosunun genişletilmesi gibi çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Bu durumu şöyle ifade etmiştir:

"Evvela çekirdek bir donanma tedarik etmekle yetinip, deniz sanayi ve ticaretimizi geliştirmeliyiz. Bundan sonra memleket sanayinden fışkıracak donanmayı yapmak da kolay olacaktır. İlk beş senede kendimizi toplayıp devrimleri yapar, ikinci beş senede dünyaya kendimizi tanıtırız. Üçüncü beş senede İngiliz kralına yurdumuzu ziyaret ettiririz."

Uluslararası deniz ticaretinin lojistik ve hukuki alt yapısının oluşturulması, deniz ulaşım rotalarının artırılması, balıkçılığın desteklenmesi, deniz turizmi ve yelkencilik gibi sosyal kulüplerin desteklenmesi önem verdiği diğer hamleler olmuştur.

Atatürk, "En güzel coğrafi vaziyette ve üç tarafı denizle çevrili olan Türkiye; endüstrisi, ticareti ve sporu ile en ileri denizci millet yetiştirmek kabiliyetindedir. Bu kabiliyetten istifadeyi bilmeliyiz; Denizciliği Türk'ün büyük ülküsü olarak düşünmeli ve onu az zamanda başarmalıyız." demiştir. Ve Türkiye Cumhuriyeti’nin denizcilik stratejisini belirlemiştir.

Atatürk, yelkencilik ve yatçılığı da önemsiyordu. 8 Nisan 1935 tarihinde ilk Türk yelkencilik kulübü olan Moda Deniz Kulübü’nü kurmuş ve uluslararası yarışmalara katılmasını sağlamıştır.

Sosyal ve Kültürel alanda denizleri önemsiyor, bu yönde gerçekleştirilen etkinliklere bizzat katılıyordu. Denizde yüzerken, kürek çekerken, yat gezilerinde birçok Atatürk fotoğrafı görmemizin sebebi Atatürk’ ün denizlere verdiği önemdir. Toplum nezdinde de denizlerimizin ve deniz politikalarımızın sahiplenilmesi, geliştirilmesi Atatürk’ ün gayelerinden biriydi zira “Deniz Uygarlığı”na dönüşebilen bir ülkenin ekonomik, ticari, kültürel ve sosyal alanda önünün kesilemeyeceğini biliyordu.

Kalkınmak için deniz politikaları, deniz politikalarını gerçekleştirebilmek için de kıyısı, su altı ve su üstüyle temiz ve sağlıklı denizler kritik önem arz etmektedir.

Bizler de ülkemizin ve çocuklarımızın istikbali, daha aydınlık yarınlara kavuşabilmesi için deniz politikalarımızın geliştirilmesi yönünde çalışmalı, denizlerimizi, deniz coğrafyamızı ve deniz ekosistemini, deniz altı yaşamı korumalı ve sahiplenmeliyiz.

[GALERI]12[/GALERI]